Referandumda Hayır’cı olsaydım
Başkanlık sistemi ve sivil anayasaya karşı olsaydım, ilk başta erkler arası ilişkilerin akıbetinin ne olacağını sorardım.
Bilindiği üzere demokratik sistemlerde Montesquieu’nunda açık bir şekilde tarif ettiği gibi, ”özgürlüklerin korunması” ve siyasi otoritenin kontrolü, anayasal düzen içerisinde hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak “kuvvetler ayrılığı” prensibiyle mümkün olur…
O halde bugün başkanlık sistemi tartışmalarını yürütenlerin kahır çoğunluğunun erkler arası ilişkilerde, Montesquieu’nun tarif ettiği “kuvvetler ayrılığı” prensibinden vazgeçerek tek parti iktidarlarının uyguladığı Jean-Jacques Rousseau’n “kuvvetler birliği” ilkesi tezini kabul etmeye yatkın olduklarını tesbit ettiğimi için “kuvvetler ayrılığı prensibinin” anayasal güvenceye alınmasını talep ederdim.
Muhataplarını başkanlık sistemi uğruna demokratik ilke ve değerlerden vaz geçilemeyeceği konusunda uyarır, aynı zamanda milli iradeyi otoriter bir vekalet olarak yorumlayanları şiddetle kınardım.
M. Yazarel